Hayatı değerli kılan kulluktur
Hayatı değerli kılan kulluktur
 

İbret almasak da, kendimizden uzak tutsak da öleceğimiz gerçeği değişmiyor. Bu durumda, “geçici hayat karşısında asıl ve değerli olan nedir” diye çok basit bir soru sormak gerekir. Bu basit sorunun cevabı da çok basittir: Önemli olan, insanın kalbiyle yani inancıyla barışık bir hayat sürmesidir. Kendisi yani kul olabilmesidir. İnançlarıyla çelişkili bir hayat sürmemesidir. Kısaca ölüme gerçekten inanmasıdır.

Ölümü kendimize uzak tutmamız, ahiret sermayemizi artırmayışımızın en büyük sebebidir. Ölümü kendimize ne kadar uzak tutarsak, hazırlığımız da o derece az oluyor. Ölüm sonrası hayatla ilgili hazırlığın yetersiz olması imanının yoğunluğuyla ilgili bir durumdur. İnsan Allah’a yakınlık kazanır, Hz. Peygamber’in getirdiği dini gönlüne hükümran kılarsa bu yönde bir çaba içerisinde olur. Ancak İslâm’ın güzellikleri ile Allah’ın kullardan beklentileri gönle tam olarak yerleşmezse ahiret sermayesini artırma çabası da o nispette az olur.

Hz. Peygamber’i ve ondan sonra günümüze kadar gelmiş geçmiş olan ve Allah dostu olarak andığımız insanların hayatını bir gözümüzün önüne getirelim. Allah sevgisi ve Rabb’e yönelme iştiyakı onları her zaman ölüme hazır tutmaktaydı. Bu nedenle de hayatları tam bir istikamet üzere ve Allah’ın rızasını her daim gözeten bir çizgide sürmekteydi. Onlar ölüme, Rabb’in huzuruna yürümeye her an hazırdılar.
 
Semerkand Dergisi
 
Facebook beğen
 
 
bu siteyi 83553 ziyaretçigördü
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol