Birde BAYRAM AÇILIMI Olsa..
 
 
          Son zamanlarda bir açılım furyası dolaşmakta dillerde….. Demokrasi açılımı mı yoksa Kürt açılımı mı bilemiyorum… Bir açılımdır gidiyor… Açılım bize neler getirir neler götürür tartışmaları ayyuka çıkmış durumda… ‘Bu böyle olmaz, bu ülkeyi bölmek demektir ‘ diyenlerle, ‘birleştirmektir’ diyenlerin kavgalarına şahit oluyoruz her gün… Haberler, haber saatleri hep bu konuya odaklanmış durumda. ( İnsan başka şeyleri örtbas etmek için olabilir mi? diye düşünmeden edemiyor)
      
  Değerlendirmeleri dinlerken kafamız karışıyor, kim haklı kim haksız anlayamaz hale geliyoruz. Açılımın gereklerini ve gerekliliğini anlamakta zorlanıyoruz…   Bir kesim dışlanmış hor mu görülmüştü ve görülmekteydi? Ne isteniyordu, eski isimler mi? Haklar mı?
       
        Kim almış kimin elinden haklarını? Anlamak zor efendim… Anlayamıyorum… Bu vatan üzerinde yaşayıp da hakları elinden alınan kimler var bilmediğimiz… Kürtler kimdi? Başka bir yerden mi gelmişlerdi? Yüzlerce yıldır birlikte yaşamıyor muyduk? Bu ülkeyi yönetenler arasına alınmıyorlar mıydı? Yaşama hakları mı alınmıştı ellerinden, hürriyetlerimi!
        Birileri, başka birilerinin maşası olmuş hak istiyor. Onlara dur demek yerine, bütün ülkeyi kutuplaştırmak değil mi yapılanlar… Onu da anlamıyorum!
        Burada bu konuyu irdelemeyi düşünmüyorum fakat kendi penceremden baktığımda ümitli olduğumu söyleyemeyeceğim… Bu açılımın PKK zaferine dönüşmesi; iyi niyetin yeterli olmadığını göstermekte, daha akılcı davranmak gerekliğine işaret etmekte.
Sapla samanı birbirine karıştırmamak gerek bence…
       Bayram yaklaşıyor ve yine hasret rüzgârları esiyor yüreklerde… Tema aynı, eskiye özlem…
       ‘’Nerde eski bayramlar’’ Son yıllarda bu sözü çok duyar olduk. Eskiden bayramlar nasıldı? Değişen ne oldu anlamaya çalışıyorum… Neden hep geçmişe özlem duyar olduk.
Bayramların mahiyetimi değişmişti…
Neydi Bayram?
 Sevinç mi?
 Birleşmemi?
 Kaynaşma mı? 
Tatil mi ki; son yıllarda bayram eşittir tatil anlaşılır olmuş… Gerçekten ne anlama gelirdi?

        Dinimizde mahiyeti nedir? Neler söylenmiş ona dair? 
        Bayram sabahlarının tatlı telaşı gelir gözlerimin önüne… Erkenden kalkıp en yeni elbiselerimizi giyindiğimiz, sevinç ve coşku dolu bayram sabahlarının güzelliğini yaşar gibi oluyorum. Aile büyüklerinin ellerini öperek merhaba derdik bayrama… Kucaklaşır kaynaşırdık…
         Akraba ziyaretlerimiz, bayram harçlıklarımız. Her biri ayrı bir güzellik katardı bayram sevincimize… Başka bir lezzet saklıydı bayram sabahlarında… Tatlı bir rüya gibi gelirdi bize… Gerçekte olmadığımız olamayacağımız kadar güzeldi. Çabuk biten, keşke hep bayram olsa dediğimiz kısacık rüyalar gibiydi…
        Yoksa çocuklara mı böylesi güzel gelirdi bayramlar… Çocuk yüreklerimize miydi özlemlerimiz şimdi? Büyüyünce kaybolan bu muydu acaba?
 
      Bayram kaçmak, uzaklaşmak değildi!
 
     Sarılmaktı, sevinmekti, sevindirmekti… Paylaşmaktı…
     Değil miydi yoksa!
 Neydi bayram, çocuk yüreklerimize yansıyan mutluluk; sihir miydi silinip giden?  
 
Ne değişti dünden bu güne, hayatın zorlukları mı bilemiyorum?
Yaşanan günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya vesilemi sayılır oldu bayramlar.   Aile bağları mı zayıflamış, değerler mi hiçe sayılır olmuştu?

Bayramı bayram yapan unsurların temeline bomba mı atılmıştı? Yıkılan temel direkleri miydi ailelerin?  Sevgi anlayışımız mı değişmişti? 

Geçit vermeyen yollar mı girmişti aramıza? Hayat ağacımıza sarmaşıklar mı sarılmıştı, yavaş yavaş kurutan, içten içe çürüten?  Köklerine kezzap mı dökülmüştü…  Dağlanmış, ayrılmıştı zoraki, uzaklaştırılmış bağrından toprağının. Sökülüp alınmış, dağıtılmış aile ağacımız…
 Yolumuz gurbete mi düşmüştü… Geçit vermiyor muydu yollar SILAYA?
 
Bayram geliyor hazırlıklara başlayalım mı? Gelen olur mu? Bayramınız mübarek olsun diyerek? Yola düşsün mü gözlerimiz, yüreklerimiz ümit etsin mi? Bayram sabahlarının muştusu düşer mi yüreklerimize?

Yoksa tatil yollarında, tatil köylerine mi taşınır yürek muştuları?
Gözlerimizi kapatıp yine hayal kurmak mı düşecek yâdımıza? Yüreklerimizde eski sevda hatıraları gibi hatıralarla ;  ‘’ Hey gidi eski bayramlar’’ diyerek, özlemle mi geçireceğiz bayramımızı?
 
Belki de ulaşamayız…
 Ulaşırsak eski bayramlarımızı istiyoruz desek! Çocuk yürekli sevinçli bayramlarımızı… Kanat takmış yüreklerimizi… Aile bağımızı, bağlarımızı…
İçinde bayram coşkusu olan, sevinç nidaları yükselen evlerimizi istesek…
Elimizden alınan kaybedilmiş değerlerimizi geri verin desek. Yıkılmış temel direklerimizi yapın, bayram tatlılarımızı yiyelim ağız tadıyla yeniden… Bayramımız yeniden mübarek olsun.
Kim bilir beklide bütün açılımların cevabı orada saklıdır… Bakın; neyi, nerde, nasıl kaybettik…
 Bir açılımda bayramlar için olsun…
BAYRAM AÇILIMI

Aysel BAHRAM
 
Facebook beğen
 
 
bu siteyi 83554 ziyaretçigördü
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol