Hatırlamadığım bir zaman dilimiydi karşılaşmamız.
Ansızın gelmiş, girmişti hayatıma
Acemi cümleler kurar, saçma sapan şeyler yazardı,
Yazar, dönüp karalardı! Kızardım!
Hayatın gizlerinden dem vurur,
Hüznü elbise yapardı sözlerine
Salya sümük ağlardı, kızmaya kıyamazdım…
Yanımdaydı, yanı başımda
Dert ortağım, sırdaşım, derdiyle ağladığım...
Hüznü hüznüm, neşesi neşemdi.
Damla damla düşerdi su misali,
Yağmur, yağmur ıslatırdı sayfalarımı,
Bazen kasırga gibi savururdu öfkeyle.!
Kimdi!
Neciydi, karar veremezdim!
Bir anı bir anına uymaz, çoçuk gibi halden hale dönerdi.
Kimi zaman derin mevzulara girerdi,
hayran olur, ‘’Bilgedir’’ derdim…
Bazen öyle şeyler yazardı ki, ‘’delidir’’ derdim.
Şefkatli, merhametli biri diye karar verdiğimde, ansızın dönerdi.
’Zalimdir’’ derdim ...
Yaşama dair anlattıklarına inanamazdım!
Takdir eder, gıpta ederdim mücadele edişine, ’
’Kahramandır’’ derdim.
Başka bir zaman isyana varan sözler sarfederdi,
üzülür, sükût ederdim.
Çok şeydi! Çok kişi!
Gerçekte kimdi, bilemezdim!
Bir adı var mıydı onu bile bilmiyordum.
O kadar tanıdıktı ki, tanımıyorum demekten haya ederdim.
Bir gün çekip gidecek, kim olduğunu asla öğrenemeyeceğim diyordum,
Gitti!
Ve ben hala, kim olduğunu öğrenemedim…
Gelişi neşem, gidişi hüznüm oldu…
(Gönül Defteri)
12 Ocak 2013
|
|
 |
|