Sükût-u Erdem
Sükût-u Erdem


Ah ile devirmesen, yıkmasan bentlerini
Almasan vebalini, bedduasını; gönlün
Sakin akan ırmaktık, ne yıkan ne deviren
Ahdimiz; dostluk idi düşmanlık yoktu serde
Ahdimizden dönmenin gereği neydi şimdi..!

Tüy bitti ayasında, dikeninde gül açtı
Artık davet etmesin; çağırmasın seni dil
Kanatsa da sineyi, buruk olsa da veda
Varsın, canın sağolsun dile düşsün elveda...


Yıldızların bağrında sancılanıyor umut!
Karanlığa mı düştü , geceye doğmuyor gün!
Pıhtılaşmış duygular, dimağında ki cefa,
Takatten düşmüş gibi, sükutu örter vefa..
Karışığım bu akşam, yüreğim iki büklüm
Dudaklarım mühürlü, dilimde acı bit tat
Susuyorsa sanma ki sükûtun erdeminden!
Susuyorsa hatayı, örtmenin erdeminden...


3 Mart 2013

 
Facebook beğen
 
 
bu siteyi 83450 ziyaretçigördü
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol